13 Nisan 2010 Salı

Okul Aşkları



Bedensel ve zihinsel gelişimini tamamlayıp, hisleri olgun­laşan genç kızlar, gittikçe “birlikte olmak istediği kişiye kar­şı duyulan sevgiyi” tanımaya başlar. Genellikle okul hayatı­nın önemli bir işlevi de, evlenilecek kişiyle tanışmadır.
Hatta birçok genç okuldan mezun olmadan önce evlene­ceği kişiyi bulmayı önemser. Çünkü uzun bir süreyi bir arada geçirdikleri ve yaşıt oldukları için kolay anlaşacaklarını dü­şünürler. Bu bir parça da doğrudur. Özellikle benzer hayat görüşüne sahip gençler okulda kendi aralarında gruplaşırlarken yakınlaşırlar. Hayata birlikte atılmayı düşünürler.
Geleneksel olarak kızlar ilk adımı erkeklerden beklediği için bazı sıkıntılar duyulur. Mesela asıl beğenilen delikanlı­nın gözü başkasındadır; bu nedenle mecburen kendisine ala­ka gösteren kişiyle zaman geçirilir. Çünkü istediği kişiyi bek­lerken yalnız kalmaktan korkar.



Elbette bazı çiftler gerçekten birbirini istediği için bir ara­ya gelirler. Bunlar mutlu azınlık diye tabir edebileceğimiz gruptur. Bunlar zannedilenin aksine genellikle popülerlik peşinde koşmayan, iddiasız ve içten kişilerdir.
Popüler çiftler ise genellikle kibirlidir ve birbirlerini incit­tikleri çok olur. Ayrıca onlara karşı duyulan kıskançlık da mutluluklarını etkileyebilir. Özellikle günümüzdeki gibi, tüm ilişkinin göz önünde yaşanması durumunda…


Günümüzde gençler çoğu zaman grup halinde yaşadıkla­rı ve çiftler halinde eğlendikleri için; birbirlerine gevşek bağ­larla bağlı çiftlerden gruplar oluşturmaktadırlar. Bu gruplar­da çiftler genellikle yalnız olan kız veya erkek arkadaşlarına eş bulurlar ki, o da yalnız kalmasın. Böylece birlikte eğlen­mek mümkün olsun.
Bu arada aynı gruptaki kızlar genellikle birbirlerinin iliş­kisini yakından izler, dertleşir, paylaşırlar. Hatta paylaşmak İstemeyeni de sıkıştırıp sorgularlar. Bu arada kendininkiyle kıyaslamada bulunurlar. Bazen kıskandıkları durumlar olur, kendi partnerlerine sitem veya baskı yaparlar. Bazen de saf gördükleri arkadaşlarına akıl verirler. Ufak tefek so­runlar dertleşmeler sırasında büyütülür, moral bozucu sözler yüzünden ilişkiler sarsılır. Çünkü bu yaşlardaki gençler bir­birlerinden çok akıl alır ve çok etkilenirler.
Bu yaşlarda da gençlerin ailelerin yardımına ihtiyaçları olabilir. Her ne kadar aileden uzaklaşma eğilimi gösteriyor olsa da, yaşadıklarını hissettiklerini paylaşmaya teşvik etmek yerinde olur.


Çünkü maalesef bu çağlar acemilik nedeniyle bazen çok tatsız durumlara da sahne olmaktadır. Araştırmalar bir çok genç kızın duygusal ilişkide çok fazla bağımlılık duyduğunu, bu nedenle erkek arkadaşı tarafından şiddete, cinsi istismara uğrasa bile sesini çıkaramadığını göstermektedir.
Kızınızın arkadaşlık veya duygusal beraberliğinde şu işa­retleri gösterip göstermediğini izlemeniz yararlı olur;


■ Erkek arkadaşının öfkesinden korkuyor mu?
■ Kendisine veya ailesinden birine zarar vermekle tehdit etmesi nedeniyle ilişkisini bitirmekte zorlanıyor mu?
■ Sık sık arkadaşının davranışları için özür dilemek ya da savunma yapmak zorunda kalıyor mu?
■ Erkek arkadaşının fikrine karşı çıkmaktan korkuyor mu?
■ Erkek arkadaşının istem dışı olarak bir yere götürdü­ğü, salıvermediği, gözünü korkutarak ilişkiye zorladığı olu­yor mu? .
■ Kendini depresif ve diken üstünde hissediyor mu?
Gençler özellikle kızlar, arkadaşını kaybetme korkusuyla istemediği bir ilişkiye zorlanmakta, hayır diyememektedir. Bu tarz süren ilişkide cinsel istismara açık hale gelmektedir.
Uzmanlar yukarıdaki maddelerle anne babaları uyarıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder